Taksim Meydanı’nda bulunan ve 2013 yılında yaşanan Gezi Parkı protestolarıyla ulusal ve uluslararası gündeme oturan Gezi Parkı’nın mülkiyeti yeniden tartışma konusu oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), parkın mülkiyetinin Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na devri sürecinde yasal olmayan durumlar bulunduğu gerekçesiyle hukuki mücadele başlattı. Bu mücadele sonucunda, İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, parkın vakfa devrini hukuka aykırı buldu ve mülkiyetin İBB’ye ait olduğuna hükmetti.
İBB itiraz etmişti
Gezi Parkı’nın mülkiyetine ilişkin hukuki süreç, İBB’nin parkın vakfa devredilmesine karşı çıkmasıyla başladı. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen parkın vakfa devri işlemi, İBB tarafından hukuka aykırı bulundu ve mahkeme süreci başlatıldı. İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, parkın vakfa devrini yasaya aykırı buldu ve parkın tekrar İBB’ye ait olduğuna hükmetti. Bu karar, parkın geleceği açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
İBB Gezi Parkı’nı nasıl kullanacak?
Mahkeme kararının ardından, İBB’nin parkın mülkiyetini yeniden kazanmasıyla birlikte, parkın nasıl kullanılacağı ve korunacağı konuları da gündeme geldi. Gezi Parkı, İstanbul’un tarihi ve kültürel miraslarından biri olarak değerlendirildiğinden dolayı korunması büyük önem taşıyor. Bu bağlamda, parkın geleceğiyle ilgili yapılacak planlamalar ve koruma önlemleri, hem İstanbul halkı hem de ulusal ve uluslararası kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor.
Gezi Parkı’nın mülkiyetinin yeniden İBB’ye geçmesiyle birlikte, parkın çevresindeki yapılaşma ve yeşil alanların korunması gibi konular da yeniden ele alınacak. İBB yetkilileri, parkın kamu yararına uygun bir şekilde kullanılması ve korunması için gerekli adımları atacaklarını belirtti. Bu süreçte, sivil toplum kuruluşları, çevre aktivistler ve şehir plancıları da parkın geleceğiyle ilgili görüşlerini dile getirecek ve sürece katkı sağlayacaklar.
Gezi Parkı’nın mülkiyetine ilişkin yaşanan hukuki süreç, parkın korunması ve kullanılması konularında önemli bir dönemeç oluşturuyor. İBB’nin parkın mülkiyetini yeniden kazanması, parkın tarihi ve kültürel değerlerinin korunması açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi. Gelecekte, parkın nasıl kullanılacağı ve korunacağı konularında alınacak kararlar, İstanbul’un kentsel ve çevresel planlaması açısından büyük önem taşıyacak.