Bu yılın sonu itibarıyla eski sürücü belgeleri geçerli olmayacak. 2016’da çıkan yasayla sürücü belgelerine 5 veya 10 yılda bir yenileme zorunluluğu getirilmişti. Uyku apnesi olanlar yeni ehliyet alamayacağı gibi ehliyetini yenileyemeyecek de, bu kişiler tedavi olmak zorunda. Düzenlemeyi “yasal zorunluluk” şeklinde ifade eden Prof. Dr. Mehmet Karadağ yılbaşından önce mutlaka hekime başvurulması yönünde uyarıda bulundu.
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) Uyku Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, uykunun sağlığın altın anahtarı olduğunun altını çizerek, “31 Aralık 2024 tarihi eski sürücü belgelerinin son tarihi, 2016 yılında çıkan yasayla birlikte artık sürücü belgeleri eğer ağır vasıtaysa 5 yılda bir, diğerleri ise 10 yılda bir yenilenmek zorunda ve her yenilenişte bir sağlık raporu alınması gerekiyor. Bu sağlık raporlarında uyku apnesi sendromunun sorgulanması artık yasal bir zorunluluk” dedi.
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Katılımlı Akciğer Sağlığı Kongresi (UASK) 2024, Antalya’nın Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde gerçekleştirildi. ASYOD Uyku Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, bu yıl sloganı “Küresel Sağlık İçin Uyku Eşitliği” olarak belirlenen Dünya Uyku Günü hakkında açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Mehmet Karadağ, uykunun sağlığın altın anahtarı olduğunu belirterek, tüm insanların sağlıklı uyuma hakkı olduğunu bildirdi. Dünya Uyku Konfederasyonu’nun bu yılki sloganının ‘küresel sağlık için uyku eşitliği’ olduğunu kaydeden Karadağ, “Tüm dünyada insanların sağlıklı uyumasına ihtiyaç var. Sağlıklı uyanıklık için sağlıklı uyku gerekiyor. Sağlıklı uyku için de uyku sırasında da sağlıklı nefes alıp vermek gerekiyor.
Bugün tüm dünyada bildiğimiz bir uyku apne hastalığı var. Kişi uyuduğu zaman rahat nefes alamıyor, nefesi duruyor demektir. Rahat nefes alamayan kişi, rahat uyuyamazsa ertesi gün de sağlıklı bir uyanıklık yaşayamaz. Ve tüm sağlığını etkiler. Bu tüm beden sağlığı, ruh sağlığı beyin sağlığı. Bütün trafik kazalarının, iş kazalarının altında uyku apnesi yatmaktadır” diye konuştu.
“EHLİYET ALIRKEN MECBURİ”
Uyku apnesinin önemli bir konu olduğunu ve bu nedenle Avrupa’da ve Türkiye’de bazı yasal düzenlemelerin yapıldığını aktaran Karadağ, “Örneğin sürücü belgeleri için insanların uyku apnesi olmaması gerekiyor. Uyku apnesi var ise de tedavi olup öyle sürücü olmaları gerekiyor. Yoksa tüm trafik kazalarının altında bunlar yatıyor. Bizim yasalarımıza göre bu yıl 31 Aralık 2024 tarihi eski sürücü belgelerinin son tarihi. Yani eskiden biz bir sürücü belgesi alırdık, bu ömür boyu geçerli olurdu. 2016 yılında çıkan yasayla birlikte artık sürücü belgeleri eğer ağır vasıtaysa 5 yılda bir, diğerleri ise 10 yılda bir yenilenmek zorunda ve her yenilenişte bir sağlık raporu alınması gerekiyor. Bu sağlık raporlarında uyku apnesi sendromunun sorgulanması artık yasal bir zorunluluk. Uyku apneli kişilerin direksiyon başına geçmemesi lazım ya da geçeceklerse mutlaka tedavi olup ondan sonra geçmeleri gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
OBEZİTE İLE UYKU APNESİNİN BAĞLANTISI VAR
Uyku apnesinin obeziteyle yakından bağlantısı olduğunun altını çizen Karadağ, “Hipertansiyon ve obezite uyku apnesinin birlikte gittiği iki bozukluk. Hipertansif ve obez hastalarımızın tümünde uyku apnesini araştırıyoruz. Ve onların yılbaşı gelmeden mutlaka bir hekime en azından aile hekimlerine müracaat ederek gerekiyorsa mutlaka bunları yaptırmalarını öneriyoruz. Çünkü uyku apnesinin tedavi ettiğimiz zaman sadece trafik kazalarını önlemiyoruz. O kişinin yaşam kalitesini de artırıyoruz.
Rahat nefes alan kişi uyku sırasında, sağlıklı bir yaşam sürmeye başlıyor. Sabah uyandığı zaman yorgun uyanmıyor, dinç uyanıyor. Ve sabahları olan baş ağrılarından kurtulmuş oluyor. Gece uyanmalarından kurtulmuş oluyor. Konsantrasyonu daha yüksek oluyor. Kişilerin kalp, karaciğer, beyin sağlığı düzeliyor. Uyku apneli kişiler unutkan olurlar, sinirli olurlar, kişilik bozukluklar olur. Bütün bunların çözülmesi için rahat nefes almak gerekiyor. Çünkü sağlığın anahtar anahtarlarının bir tanesi oksijendir, temiz havadır” diye konuştu. Alınan her nefesin kanı temizlediğini dile getiren Karadağ, bir kişi saatte yaklaşık bin defa nefes alıp verdiğini kaydetti.
“SAĞLIKLI KİŞİ İÇİN İDEAL UYKU SAATİ 6 İLE 9 ARASIDIR”
Kişinin nefes aldığının farkına varması halinde bir nefes darlığının başladığını işaret eden Karadağ, “İşte gece uyku sırasında horlamakta, nefes alışverişin belirgin olması demektir. Horlamak bir nefes darlığıdır. Horlayan kişiler uykudan zor nefes alıyor demektir. Ve bu sırada da nefesler durursa da işte tehlike çanları çalmış demektir. Uykuda kişinin nefesi ne kadar sık durursa ve ne kadar uzun süre durursa sağlığı da o kadar fazla etkilenecek demektir. Bu yıl Dünya Uyku Günü’nde 15 Mart’ta dünyada bu konuda bir duyarlılık oluşması için etkinlikler yapılıyor. Bilindiği gibi 21 Mart’ta gece ve gündüz eşit olur. Bu insan sağlığında da tavsiyelerin sembolizasyonudur. Kişinin çocukluk dönemiyle erişkinlik dönemi ve yaşlılık döneminde uyku uyuma mimarisi de değişir. Yeni doğan bir bebek günde 16-18 saat uyurken, sağlıklı bir erişkin 6-9 saat ara uyuması yeterlidir ve gereklidir” ifadelerine yer verdi. Uyku ve uyanıklığın birbirine dengeli olması gerektiğine değinen Karadağ, her insanın eşit şekilde uyku sağlığı açısından eşit fırsatlara sahip olması gerektiğini belirtti.
SAHUR UYKU DENGESİ
Ramazan ayında sahura uyanmanın gerekli olduğunu bildiren Karadağ, “Uyku gece sabaha kadar sürekli tek bir şekilde devam etmiyor. Bizim sağlıklı bir uykumuzla gece sabaha kadar kişi dört ila altı kez döngüler yaşar. Bu döngü dediğimiz şeyler her birisi yüzeyel uyku, derin uyku ve rem uykusundan oluşan bir döngü yaklaşık 90 ile 120 dakika arasında sürmektedir. Her iki saatte bir kişi bir döngü uyur. Ve bu döngü gece sabaha kadar dört ila altı kez tekrar eder.
Sağlıklı bir döngü bittikten sonra ikinci bir döngüden önce kısa bir uyanma dönemi vardır. Bu kısa uyanma dönemleri sahur dönemine denk geldiği zaman uzun bir uyanma dönemi olacaktır. Kişiyi etkilemeyecektir, eğer sahur sabaha karşıysa daha sonra uymayacaksa zaten sorun yok. Ama uyuyacaksa da en az bir iki saat daha uyuyabilecek bir ortamı olmasını biz öneriyoruz. Sağlıklı bir döngü için. Çünkü yaklaşık iki saatlik bir sürüye ihtiyacımız var. Sahurda işçinin uyanması, onun sağlığı açısından çok sıkıntılı olmayacaktır. Tabii mümkün olduğunca akşam erken yatmalarını öneriyoruz. Ve uykusunu aldıktan sonra da kişinin günlük hayatında herhangi bir sorunu olmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu. (İHA)